Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

12 Şubat 2015 Perşembe

pesss

Hep iyi biri olduğumu düşünürdüm.  Yani annem ve babam tarafından başta iyi özellikler kazandığımı, yaşadığım çevrenin ve aile ortamının da bunu desteklediğini. .. iyi arkadaşlarım oldu hep. Öyle herkesin anlattığı gibi büyük kazıklar yemiş ve insanlara olan güvenini kaybetmiş bir genç -kız- değildim. Yaşadığım en büyük hüsran üniversitede okuldaki en yakın olduğum,  yediğim içtiğim ayrı gitmeyen arkadaşımın finallerde benim dersten kalacağım diye odum koparken; meğer sınıftaki birkaç çakalla sınav sorularını çok önceden öğrenmiş olduğunu gormemdir. En acısı bu yani. Sonrasında elbette pek çok hayal kırıklıkları yaşadım ama sanırım ilk kırgınlıktan sonrası o kadar da koymadi. Ha tabi bakacak olursan bundan çok daha üzücü şeyler de oldu ama zamanla unuttum hepsini. Veya hep kendimi suçladım. Otomatik kapı gibi her önüne gelene, Ayy ne iyi arkadaş oluruz bizzzz diye açılan bir kalbim olmasaydı belki hersey daha kolay olabilirdi.
Çok sevdiğim kuzenim vardı.  Benim için P demek kardeş demekti. Kızkardeşim olsa hala eminim ki onunla olduğumuz kadar yakın olamazdik. Onunla, geçen yıllarda diyalogumuz kesildiği için hep üzüntü duydum. Arada bir ozel gunlerde, ortak aile olaylarında onu gördüğümde de içten içe hep onu suçlamak istedim.  Şehir dışında oldukça iyi bir üniversitenin tam da istediği bölümü kazanıp gittiği için mi yapacaktım bunu?  Yapamadım. Yine kendimi suçladım. O aramadiysa ben aramaliydim dedim. O yeni bir hayata gitti,  elbette ki kalan olarak ona destek olmaliydim dedim. Ama herzamanki gibi "neyse artık bakariz" tavriyla zamana bıraktım.  Zaman da benden yana olmasini umdugum herzaman yaptığı gibi pek de yardımcı olmadı bana. Ben de yine kabullendim. Yine yine ve yine...kendimde degistirmek istediğim daha doğrusu geçmişten geri almak istediğim en sorunlu huyum; sonuçlarını göze alamayip "kabullenmek"tir. Bunu bu denli karakterimin ortasına yerleştirmis olmasaydım,  ne finalde ben sinir notla geçerken rahat rahat sınavı atlatmis arkadaşımı kısa süre sonra affederdim, ne ilk günlerden itibaren bana yasattiklari onca insanlık dışı davranışa boyun egerek hayatımın en en en büyük pismanliklarina imza atardim, ne hayatım boyunca kalbimi kirmis herkesle tek bir gulumsemeleriyle ki çoğu zaten yalanmış- Özür bile dilemelerine gerek kalmadan bağımı devam ettirirdim. Itiraf etmesi zor oldu ama galiba ben "kolay lokma"ydim. Ya da bir teselli cümlesi olarak "iyi niyetimin kıymetini bilmediler". Hımm evet bu daha iyi. Gururu kurtarıyor en azından.
Kuzenimle tekrar görüşüyoruz.  Eskisi gibi "triksi" olur muyuz bilemiyorum ama bu da bana yeter. Aramızda geçen son diyalog ise şu şekilde:

P: evin önünde berbat bir inşaat başladı. U o kadar rahatsız oldu ki uyuyamadi.
Ben: eheehue bence taşının.
P: evet en doğrusu bu. Ben ev bakmaya başlayayım.
Ben: aaa Ciddisin sen! Ben olsam kesin kabullenip beklerdim.
 Pesss bana arkadaş pess. Pismanligimda bile kararlı değil miyim neyim?

2 yorum:

  1. Takip etmek isterdim blogunu ama takip etmek için herhangi bir yöntem bulamadım :I

    YanıtlaSil
  2. Cep telefonundan giriyorsan sanirim web sürümünü yükle diye bir seçenek olmalı en altta. O zaman karsina cikacaktir. Ayrıca takip etmiş kadar oldun:) çok teşekkürler sevgiler:)

    YanıtlaSil