Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

17 Mayıs 2015 Pazar

kızkıza

Ankara' da yakın olduğum arkadaşlarımdan ayrılmak beni çok üzmüstü. Iyi, kötü herşeyimizi paylaşırdik. Gündüz okulu bekleyemedigimizde whatsapp grubumuzdan hemen tık tık birbirimize herşeyi anlatirdik. Doğup büyüdüğüm yere geri döndükten sonra en çok o paylastiklarimizi, yakınlıgimizi ozler olmuştum. 
Ama buradaki okulumda da kısa sürede iki yakın arkadaş kazanma fırsatım oldu. Tıpkı oradaki gibi hararetli konuşmalar, yazışmalar gelişiyor aramızda ve ben bundan dolayı çok mutluyum. Arkadaşlarımdan biri N. fıstık gibi bir yeni evli. Aslında bir yılı dolacak ama bu benim için yeni evli sayılır. Diğer tatli mi tatlı arkadaşım ise F. O ise oldukça tecrübeli. Tahminimce evlilikte 10 yılı çoktan bitirmiştir. Bu süre içinde üç tane şeker çocuk sahibi olmuş. Bunu ilk duyduğumda inanamadım. Çünkü genelde en fazla iki çocuk duymaya alışık olduğumdan " vay be bravo" demiştim. Üç çocuğa rağmen sanırım 50 kilo falandir. Bu da onda beğendiğim bir diğer özellik. 
Bu akşam için,  biz bu üçlü kızkıza bir kaçamak yapmaya karar verdik. Ben iki - üç saatligine oğlumu anneannesiyle başbaşa bıraktım. N, Goztepe'den usenmeyerek yanımıza geldi. F ise eşini evde, 3 bebisini annesine bırakarak geldi. Bol sohbeti, bol kahkahali bir akşam geçirdik. Tabi evlilik dedikoduları döndürdük baya bi. Hepimize öyle iyi geldi ki dönüp oglumla yap-boz bile yaptım. Daha önce de söylemiştim, bir süre sonra sıkılıyorum. Sanırım ve umarım
ruhumdaki yaraları birer birer sariyorum. Hayatımdaki eksiklikleri teker teker gideriyorum. Bunu basaracagima inanmak bile benim için önemli bir adimdi oysa. 
Galiba ben, yazın da gelmesiyle iyileşiyorum...
Geçenlerde bir yerde değişik bir yazı okudum. Dünya dillerindeki çok acaip sözcük anlamlariyla ilgili. Pek cogunu yüzümde gulumsemeyle " nasıl ya, bu durum için sözcük mu üretmişler" diyerek okudum. Onlarca sözcük vardı ama aklımda şu kaldı mesela; 
Neko-neko (Endonezya dili) : işleri daha beter hale sokan parlak fikir. :))
Benim en çok aklımda kalan ve bende bu konudan bahsetme isteği uyandıran ise şu oldu:
Monono-aware (Japonca) : şeylerin geçiciliğini farkedip tatlı bir hüzün duymak. 
Japonlar'in bu aşmış sakin hallerinin felsefesi dillerine de yansımış yani.
Birgün ben de Monono-aware umarım :))
Bu olgunluğa erişmek için kaç fırın ekmek yemem gerekli acaba???

3 yorum:

  1. ya bu bizde karşılığı olmayan sözcüklere ben de bayılıyorum. şöyle bir şey vardı görmüş müydün?

    http://onedio.com/haber/turkce-de-en-az-bir-cumle-ile-aciklayabildigimiz-14-yabanci-kelime-306987

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bi de bu

      http://onedio.com/haber/keske-turkcede-de-olsa-dedirten-gayet-anlamli-14-yabanci-kelime-2-310970

      Sil
  2. Ahaha hepsini bayilarak okudum. Ama sanirim ben de bir tsundoku durumu var. Kitapları okumak için alıp diğer okunmamislarin arasina yerleştirmekmis :) bi de Almanca da hiç bulunmadığı bir yere karşı sıla hasreti duymak diye bi kelime varmış. Çok acaip değil mi. Çok teşekkürler linkler için:)

    YanıtlaSil