Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

7 Haziran 2015 Pazar

ayhhh

Bu yazı, paralel bir kaderi yana yana paylaştığım sevgili arkadaşım D ' den ilham alınmış bir kafa kurcalanmasi sonucunda yazılmıştır ve yüksek doz ironi içeren cümleler barındırmaktadır. 
Allah'im bir hayatı kontrol altında tutmak nasıl zor bir iştir yahu.
Ruhsal ve bedensel olarak ayakta kalmaya çalışmak, direnmek ve bunu dikkat çekmeden yapmaya çalışmak - zira boşanmış çocuklu kadının inanilmaz cüreti konulu kısa filme ilham kaynağı olabilirim- ne kadar zormuş. Ama olmuyor değil mi? Sen koca çeneli ve torba kadar olamayan koca ağızlı toplum, beceremezsin değil mi? 
Eşinden ayrılmış ve dahi çocuklu bir kadının layigi senin gozunde ancak evli bir erkek tarafından birlikte olmaya ikna edilmek mi yani? Pardon ama insanlar ne zaman bu kadar aşağılık hale geldi? Ben o dönemi kaçırmışim da.
Boşanalı bir bucuk yıl olmuş olan arkadaşıma "ee yok mu kalp atışını hızlandıran biri?" diye sordugumda aldigim cevap bu yönde olmamalıydı.
Biliyor musun sevgili toplum, ben artık biliyorum ki hayat komple bir illuzyon. Aslında gerçekle hiç alakası olmayan durumları gercekmis gibi gösterme sanatı. Tamamiyle bir göz yanılması. Kocasıyla en son beş gün önce karşılıklı konuşabilmis kadınların whatsapp iletisine "evli, mutlu, çocuklu" yazdığı bir illuzyon. Aynı kadınların çocuğuyla ayda bir kez 5 dakika oyun oynamak için zaman ayıran kocalarini her durumda can siperane savunduğu ve babasindan ayrı büyümek zorunda kalan çocuklara "Ayy yazikk çok da küçükk" deme cüreti sergileyebildikleri bir gösteri. Gerçek mutluluğu yaşamış aileler mutlaka var ve sözüm asla onlara değil. Kıskanmam da onları. Geçmiş zamanlarda çok özenmişligim elbette var. Olmaz mı. Ama çoktan gectim o duyguları. Herşey durumu kabullenmeyi ogrenene kadardı. Bu tür şeyler artık hissetmiyorum.
Ama sen toplum; biliyor musun ki, çocuğunu yalnız büyütecek olan o anne, ruhen pek çok evliden kat kat sağlıklı? Ve biliyor musun ki senin ona bu şekilde davranmaya hiç ama hiç hakkın yok?
Hayat akıp giderken arkada fon müzikleri çalmıyor. Hepimiz sık sık vitesi boşa alıp rampadan aşağı "inşallah bişey olmaz" diyerek baş aşağı salıyoruz. Hayatlarimiz kontrolden çıkabiliyor. Bazılarımız bir "kaçış rampasi" bulup yirtarken bazılarımız içine düştüğü çamur deryasindan kurtulmak için ölesiye çabalamak zorunda kalıyoruz. Ve sen toplum;  bunu bize yapma! Ayağımızdan bizi aşağı çekmeye çalışma. Bu kadar acımasız olma e mi canim?Hayatın kime ne getireceği belli olmaz.
Ne demiş ataerkil toplumumuzda sözü geçen atalarımız; gülme komşuna, gelir başına ...

4 yorum:

  1. Yok canım onların başına gelmez. Onların kocişkoları onlara çok aşık :D Yahu erkekler zaten aklı sikinde çalışan gereksiz organizmalar da, kadınların hemcinslerini aşağılaması fena. Bir kadının başka bir kadını, yaptığı seçimler ya da ilişkileriyle ilgili kınadığına şahit olursam hep şunu söylerim: ''Sen o bahsettiğin kadının yaşadıklarını yaşamış olsaydın orospu olurdun belki. Sus.''

    YanıtlaSil
  2. Ehehe:) tırnak içindeki son cümleye bayıldım:) valla aynen o türden şeyler yaşadım ben de. Kadin kadının kurdu, bunu bilir bunu söylerim.

    YanıtlaSil
  3. Yanıtlar
    1. Kendimce öyle olduğumu düşünüyorum tabi ama sacmaladigimi düşünenler de elbette ki vardır.

      Sil