Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

10 Kasım 2015 Salı

Toz duman

Bugün radyoda eskilerden bir parça denk geldi. Yaşar'dan "beni koyup gitme". Dinlemeyeli o kadar uzun zaman olmuş ki. Bir zamanlar çok severdim. Çok anlamlı gelirdi. Şimdi ise müziği insanı başka anılara daldırıyor. Vay bee neler yaşadım, türünden şeyler. Şarkının sözleri aslında pek bir manidar. "Seninle gelmeyeceğim, yine de beni koyup gitme ne olursun". Tam benim tarzım. Ben bir sey demeyeyim ama keşke gitmese. Hayatım hep öyle geçti. Çoğunlukla ben terketmis olsam da, bunun sembolik bir durum olduğunu,  asıl terkedenin insanı bırakıp gidecek duruma getiren olduğunu bir turlu anlatamadim kimseye. Tabi bir de kalanın durumunun gidenden daha zor olduğunu da düşünenlerden olduğumu da belirtmek isterim. 
Kendimle başbaşa kalmayı hep cok sevdim. Bazen istemeden bazense gönüllü olarak. Çoğunlukla hadi  "içimdeki çocuk"la biraz oynayayim iyi gelir derken, dönüp baktığımda onun  çoktaan gitmiş olduğunu gördüm. Güçlü görünmeye çalışmak en sevdiğim zaten. Hep de ya gözüme bi' şey kaçar ya da soğan çok acı çıkar. Ya da rüzgardan toz zerrecikleri gözümü yaşartır. Kimse de ustelemez. Cok iyi bahane üretirim. Sonbahar da bitti. Artık mevsim kış. Gözüme kaçacak toz duman çok olur mu bilemiyorum.  Ama şundan eminim  ki bu kış da en az geçen yıl olduğu kadar sert geçecek. 

2 yorum: